Taşucu
Toros Dağları’nın yeşili ile Akdeniz’in mavisinin kucaklaştığı bir noktada kurulmuş;iklimi, doğal güzellikleri,tarihi kalıntıları ile yerli yabancı herkesin beğenisini kazanan, bu nedenle dünyanın her yerinden insanların gelip yerleştiği, tatilini geçirdiği, gün geçtikçe büyüyen şirin bir tatil ve turizm beldesidir.
TARİHÇESİ
Taşucu ve yöresinin iklim ve arazi durumunun önemi daha ilk çağda insanların dikkatini çekmiş;M.Ö.VII. yüzyılda şimdi taşucu’ nun bulunduğu yerde Grekler “Holmi” Kolonisini kurmuşlardır. Korsanların devamlı baskın ve talanlarından dolayı gelişme ortamı bulamayan Holmi,M.Ö.IV.yüzyıldan itibaren zayıflamaya ve çökmeye başlamıştır.
Büyük İskender’in komutanlarından ve Suriye Krallığı’nın kurucusu olan selefkos Nikator, Holmi Şehrinin Zayıf durumunu fırsat bilerek kolayca ele geçirmiş; halkını da kıyıdaki Holmi ‘den 12 Km. içeriye bugünkü Silifke’nin bulunduğu yere yerleştirerek “Selefkosun Şehri” anlamına gelen “Seleukia” sehrini kurmuştur.
M.Ö.I. yüzyılda Romalıların yönetimine giren yöre, Roma İmparatorluğunun ikiye bölünmesiyle M.S.IV.yüzyılda Emevilerin, daha sonra Abbasilerin eline geçmiş;XIII.yüzyılda Selçukluların ;XIV. Yüzyılda Karaman oğullarının yönetiminde kalmış; 1471 yılında Gedik Ahmet Paşa tarafından Osmanlı Topraklarına katılmıştır.
Tarihi geçmişi M.Ö.VII. yüzyıla kadar uzanan Taşucu’ nun Holmi Şehrinden kalan ve aralarında Gius Octavianus’un2,5 metre boyundaki mermer heykelininde bulunduğu birçok eser , Adana arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.
KİLİKYA APHRODİSİASİ( TİSAN )
Halk arasında Ovacık adası olarak bilinen , arkeoloji literatüründe Kilikya Aphrodisias denilen yerleşim yerine Taşucu Antalya yolu üzerinde 25.Km.den sonra 14 Km.lik stabilize bir yolla ulaşılır. Burada 1891-1892 yıllarında Avusturyalı araştırmacılar tarafından incelemeler yapılmış yarımadanın doğu kıyılarında yer alan tabanı mozaikle kaplı,IV.yy.ait ST.Pantaleon adlı kilise bulunmaktadır.Prof.Dr.Ludvig Budde tarafından burada araştırmalar yapılmış. Antik yerleşim yerinde bulunan diğer kalıntılar ise yarımadanın güneyinde ve ortalarında M.Ö.XII.yy.dan kalma devasa sur duvarının kalıntıları batı yönünde Şövalye evleri, adanın kuzey yamaçlarında yer alan Nekropol ve kumsaldaki sarnıçlardır.
Aphrodisias’ın doğusunda bu günkü adıyla Dana Adası olarak bilinen Antik Pithyussa kenti yer almaktadır. Ovacı Yarımadasında olduğu gibi buradaki yerleşim de daha çok güney yönde olmuştur. Burası ortaçağ kaynaklarına göre Güney Fransalı tüccarların ticaret yeri olarak kullandıkları bir liman kenti olarak bilinmektedir. Dana adasındaki antik kalıntılar arasında kiliseler, mezarlar ve lahitler bulunmaktadır.
HOLMİ HARABELERİNDEN GÖRÜNÜM
BOĞSAK ADASI HAVA GÖRÜNÜMÜ
LİMAN KALESİNDEN GÖRÜNÜŞÜ
LİMAN KALESİ
TAŞUCU’NA 7 Km. mesafede ve Taşucu-Antalya yolu üzerindedir. Osmanlı Devri Eseri Olup, 1471 Yılında yapılmıştır. Oldukça büyük boyutlu olarak inşa edilen kalenin ana giriş kapısı doğu tarafındadır.
Genelde az tahrip görmüş tarihi kalıntılardan biridir
TARİHİ İNCEKUM SARNICI
Bizans ve erken Roma dönemine aittir.
TOKMAR KALESİ
Taşucu-Antalya Karayolunun 15.Km.sinden ayrılan 4 Km’lik stabilize bir yolla ulaşılan Tokmar kalesi XII.yy. Bizans yapısıdır. Kuletepe denilen alanda inşa edilen kalenin güney duvarları yalçın kayalıklara oturur. Kuzeyinde savunma burçları vardır. Denize,Taşucu ve Akdere’ ye tamamen hakim bir konumdadır.
AYA TEKLA BAZİKİLASI (MERYEMLİK)
Taşucu-Silifke Karayolunun 6 Km.sinden sola ayrılan bir Km’lik bir yolla ulaşılır.
Sanat tarihine meraklı turistlerin ve özellikle dindar Hıristiyanların uğrak yeri olan bu sit alanında AYA TEKLA BAZİLİKASI yer almaktadır.St.Paul’un kıymetli öğrencilerinden biri olan Aya Tekla, Hıristiyanlığı yaymak için Konya ve Yalvaç’ta propaganda yaparken ölüme mahkum edilince kaçıp buraya gelmiş, sonradan kiliseye çevrilen bir mağarada yaşamaya başlamıştır. Bu ünlü azizenin şehri “Meryemlik” V.yy.da bir ziyaretgah olmuş ve onun adına , yaşayıp öldüğü mağaranın üzerine bir kilise inşa edilmiştir. Bu kilisenin sadece bir parçası ayakta durmaktadır. Aya Tekla’nın saklandığı mağara ziyarete açıktır. Mağara çevresinde su sarnıcı, hamam ve antik yol kalıntıları da görmek mümkündür.
GÖKSU DELTASI
Goksu Deltasın da 332 çeşit kuş türü bulunmakta ve nesli tükenmekte olan bir çok sürüngenin yaşam, üreme ve barınma alanı olması nedeniyle 1990 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmiştir. Göksu Deltası ayrıca , Uluslar arası RAMSAR sözleşmesi ve Bern sözleşmesi ile de koruma altına alınmıştır. Bölge ayrıca Caretta Caretta Kaplumbağalarının üreme alanı olarak ilan edilmiştir.
Taşucu Arslan Eyce Amfora Müzesinden Görünüm