Silifke Roma Tapınagi
Şehir merkezinde bulunan ve doğu ile güney yanlarındaki sütun tabanlıkları orijinal şekilde korunmuş olan tapınağın uzun kenarında 14'er, kısa kenarında 8'er sütun bulunmaktaydı. Ancak, her biri 10 m boyundaki Korint başlıklı bu sütunlardan bugün sadece biri ayakta kalmış olup 3 tanesi de yıkılmış durumda yerdedir.
1980 yılında Kültür Bakanlığı'nca başlatılan kazı çalışmaları aralıklarla devam etmektedir. M.S II. yy'da yapılmış olduğu anlaşılan tapınak V. yy'da planında önemli değişiklikler yapılarak kiliseye dönüştürülmüştür.
M.S V. yüzyıldada yaşamış tarihçi Zosimos;
"Tapınak, ovadaki ürünlerine musallat olan çekirgelerden kurtulmak için Güneş ve Sanat Tanrısı Apollon'dan yardım isteyen ahali tarafından, çekirgeler Apollon'un gönderdiği kuş sürüsünce yok edilince O'na bir şükran ifadesi olarak yaptırılmıştır"
diyorsa da Zeus adına yaptırıldığı da söylenmektedir.
Silifke Uzuncaburç
Silifke'nin 30 km. kuzeyinde, bugünkü Uzuncaburç Köyü'nün kapladığı sit alanı, Hellenistik Çağda Olba'nın (Ura) ibadet yeri idi.
Bugün Ura olarak tanınan Olba kenti, Uzuncaburç'un 4 km doğusunda önemli bir yerleşim yeri olup, halkın ibadet ettiği Zeus Tapınağı Uzuncaburç'ta yer almaktaydı.
Ancak Romalılar yöreye egemen olduktan sonra M.S I. yüzyılın sonlarına doğru Zeus Tapınağı'nın bulunduğu yere özel önem vererek, burasını Olba'dan ayırıp Diakaiseria adıyla bağımsız bir site haline getirmişlerdir. Nitekim burada Zeus Tapınağı ile kent burcu dışında kalan bütün mimari yapılar, Roma dönemine aittir.Bizans döneminde de burası yerleşim yeri olarak kullanılmıştır.Antik çağda etrafı surlarla çevrilmiş Olba üzerinde taş döşemeli bir yolla Kızkalesi'ne (Korykos) bağlı olan Diokaiseria tapınak ve diğer kalıntıları ile yörenin en önemli yapılarındandır.
Bugün Ura olarak tanınan Olba kenti, Uzuncaburç'un 4 km doğusunda önemli bir yerleşim yeri olup, halkın ibadet ettiği Zeus Tapınağı Uzuncaburç'ta yer almaktaydı.
Ancak Romalılar yöreye egemen olduktan sonra M.S I. yüzyılın sonlarına doğru Zeus Tapınağı'nın bulunduğu yere özel önem vererek, burasını Olba'dan ayırıp Diakaiseria adıyla bağımsız bir site haline getirmişlerdir. Nitekim burada Zeus Tapınağı ile kent burcu dışında kalan bütün mimari yapılar, Roma dönemine aittir.Bizans döneminde de burası yerleşim yeri olarak kullanılmıştır.Antik çağda etrafı surlarla çevrilmiş Olba üzerinde taş döşemeli bir yolla Kızkalesi'ne (Korykos) bağlı olan Diokaiseria tapınak ve diğer kalıntıları ile yörenin en önemli yapılarındandır.
Silifke Kalesi
Mersin Silifke ilçesinde bulunan kale yüksek bir kaya bloğunun üzerinde yapılmıştır. Yapım tarihini belirten bir kitabeye rastlanmamakla beraber, yapı üslubundan MÖ.IV.yüzyılda yapıldığı ve daha sonra Roma ve Bizans döneminde de genişletilerek kullanıldığı sanılmaktadır. Yöreye hâkim olan Ermeni kralları da bu kaleyi kullanmış ve onarmışlardır. Osmanlı döneminde Gedik Ahmet Paşa tarafından 1471’de ele geçirilmiştir.
Silifke’ye hâkim 185 m. yüksekliğindeki kalenin çevresi hendeklerle çevrilmiş, kesme taş ve moloz taştan yapılmıştır. Kalenin çevresi 4.827 m. olup, kule ve burçlarla desteklenmiştir. Kalenin girişi güney yönde olup, buraya demirden bir kapı yapılmıştır. Kalenin duvarlarının 23 burç ile takviye edildiği kaynaklardan öğrenilmektedir. Günümüze bunlardan yalnızca on tanesi yıkık bir durumda gelebilmiştir. Kalenin oval bir planı olup, içerisinde tuğla kemerli galerileri, su sarnıçları, depolar ve onun dışında özelliği anlaşılamayan temel kalıntıları bulunmaktadır. Bunlardan su sarnıçları Bizans döneminde yapılmış olup, 23.00x45.00 m. ölçüsünde, 12.00 m. derinliğindedir. Kale içerisinde Seleukos krallarına ait bir şato kalıntısı olup, bunun altına kayalara oyulmuş 5.00x5.00 ve 18.00 m. ölçüsünde günümüze iyi bir durumda gelebilen bir bodrum yapılmıştır.
Osmanlı döneminde de kullanılan bu kalenin içerisinde yerleşim olmuştur. Evliya Çelebi burada 60 evin bulunduğuna değinmiştir. Osmanlı döneminde kale içerisinde yapılan cami Yıldırım Beyazıt tarafından onarılmıştır.
Silifke’ye hâkim 185 m. yüksekliğindeki kalenin çevresi hendeklerle çevrilmiş, kesme taş ve moloz taştan yapılmıştır. Kalenin çevresi 4.827 m. olup, kule ve burçlarla desteklenmiştir. Kalenin girişi güney yönde olup, buraya demirden bir kapı yapılmıştır. Kalenin duvarlarının 23 burç ile takviye edildiği kaynaklardan öğrenilmektedir. Günümüze bunlardan yalnızca on tanesi yıkık bir durumda gelebilmiştir. Kalenin oval bir planı olup, içerisinde tuğla kemerli galerileri, su sarnıçları, depolar ve onun dışında özelliği anlaşılamayan temel kalıntıları bulunmaktadır. Bunlardan su sarnıçları Bizans döneminde yapılmış olup, 23.00x45.00 m. ölçüsünde, 12.00 m. derinliğindedir. Kale içerisinde Seleukos krallarına ait bir şato kalıntısı olup, bunun altına kayalara oyulmuş 5.00x5.00 ve 18.00 m. ölçüsünde günümüze iyi bir durumda gelebilen bir bodrum yapılmıştır.
Osmanlı döneminde de kullanılan bu kalenin içerisinde yerleşim olmuştur. Evliya Çelebi burada 60 evin bulunduğuna değinmiştir. Osmanlı döneminde kale içerisinde yapılan cami Yıldırım Beyazıt tarafından onarılmıştır.
Kızkalesi'nden Silifke'nin Hüseyinler Köyü'ne giden asfalt yolun 5. Km. sinde batıya ayrılan 2 Km. lik taşlık yolun sonunda Şeytan Deresi vadisine varılır.
Bu vadinin dik yamacında, kayaların yüzünde 9 niş içerisinde M.S II. yüzyıldandan kalma 11 erkek, 4 kadın, iki çocuk ve bir dağ keçisi kabartması vardır.
Bazı nişlerin alınlığında Roma kartalı kabartması görülür.
Bu vadinin dik yamacında, kayaların yüzünde 9 niş içerisinde M.S II. yüzyıldandan kalma 11 erkek, 4 kadın, iki çocuk ve bir dağ keçisi kabartması vardır.
Bazı nişlerin alınlığında Roma kartalı kabartması görülür.
Üç ayrı dönemde hizmet vermiş olan bu tapınak tanrıların babası Zeus'un dev ejderha Typhon'a karşı kazandığı zaferin bir simgesi olarak yapılmıştır.
Kuzey yan duvarının doğusundaki taşlarda Helenistik ve Roma dönemlerinde görev yapmış 130 din ve devlet adamının isimleri kazınarak yazılmıştır. Bu bilgiler ışığında, tapınağın geç Helenistik veya erken Roma döneminde yapılmış olduğu düşünülebilir.
Hristiyanlık döneminde tümüyle yıkılarak, kendi taşları ile kiliseye çevrilmiştir.
Kimin adına ve ne zaman yapıldığı kesin bilinmeyen kilise en erken IV. yüzyıl en geç V. yüzyıldan kalmadır.
Kuzey yan duvarının doğusundaki taşlarda Helenistik ve Roma dönemlerinde görev yapmış 130 din ve devlet adamının isimleri kazınarak yazılmıştır. Bu bilgiler ışığında, tapınağın geç Helenistik veya erken Roma döneminde yapılmış olduğu düşünülebilir.
Hristiyanlık döneminde tümüyle yıkılarak, kendi taşları ile kiliseye çevrilmiştir.
Kimin adına ve ne zaman yapıldığı kesin bilinmeyen kilise en erken IV. yüzyıl en geç V. yüzyıldan kalmadır.